İsrail, Gazze’de sürdürdüğü operasyonlarında güneyde yer alan Han Yunus şehrine odaklandı. Gazze Şeridi’nin kuzeyi için yapılan tahliye çağrılarının ardından 2,3 milyon nüfusa sahip bölgede insanların büyük çoğunluğunun sığındığı Han Yunus hakkında neler bilindiğini derledik.
Han Yunus’un altyapısı yeni gelen insanlar nedeniyle büyük ölçüde zorlanmış durumda. İnsanların gıda, su ve konaklama ihtiyacı acil önem taşıyor.
Çatışmalar nedeniyle Gazze Şeridi’nde toplamda 1,9 milyon insanın yerlerinden edildiği tahmin ediliyor.
BBC’ye konuşan ve İsrail saldırıları nedeniyle yerlerinden edildiğini belirten bir kişi, şimdi yeniden taşınmalarının istendiğini anlatıyor:
“İsrailli yetkililer, Han Yunus üzerine helikopterlerle broşürler attı. Bu sürpriz oldu. Broşürlerde Gazze Şeridi’nin güneyine doğru gitmemiz isteniyordu. Biz kuzeydeydik ve yerimizden edildik. Şimdi ise zaten güneydeyiz. Nereye gitmemiz gerekiyor? Yaralıları taşımamız nasıl bekleniyor? Kuzeyden getirdiğimiz paramız tükendi. Başka bir yere gitmek için paramız da yok.”
Refah Sınır Kapısı’na yaklaşık 9,5 km uzakta bulunan Han Yunus, yaklaşık 400 bin kişilik savaş öncesi nüfusuyla Gazze’nin güneyindeki en büyük şehir.
Bölge için önemli bir ticaret merkezi olan şehir, Mısır’a giden antik ticaret yolunun da durak noktası.
Bir şehir ve bir mülteci kampı
Şehrin batısında, Refah Sınır Kapısı’nın kuzeyinde, Akdeniz kıyısının 2 km uzağında, aynı adı taşıyan bir mülteci kampı da bulunuyor.
Han Yunus mülteci kampı, evlerinden kaçmak zorunda kalan Filistinlileri barındırıyor.
Bugün kampta Birleşmiş Milletler’in Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu UNRWA’ya kayıtlı yaklaşık 90 bin Filistinli bulunuyor.
Eğitim Bakanlığı’nın aktardığına göre Han Yunus’ta 60 okul ve 100’e yakın kreş var.
Şehirde aynı zamanda birkaç hastane de bulunuyor.
Han Yunus’taki doktorlar, yüzlerce yaralıyı tedavi etmekle uğraştıklarını söylüyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), İsrail’in kara operasyonlarını Gazze’nin güneyinde, özellikle de Han Yunus’ta şiddetlendirmesiyle birlikte, binlerce insanın Nasser Tıp Merkezi ve Gazze Avrupa Hastanesi başta olmak üzere şehrin belli başlı hastanelerinde tedaviye erişim sağlayamayacağını söylüyor.
Yakın zamanda Nasser Tıp Merkezi’ni ziyaret eden WHO ekipleri hastane içerisindeki durumu “felaket” olarak nitelendirdi.
Ekipler, kompleks içindeki binalarda ve hastanenin, hastalar ve sığınak arayan insanlarla dolu olduğunu aktardı.
Acil servislerindeki hasta sayısının çok fazla olduğunu belirten WHO ekipleri, yetersiz sayıda ve durmaksızın çalışan sağlık personelinin “bunaltıcı” bir mesai altında olduğunu söyledi.
WHO ekiplerinin aktardığına göre, yalnızca 350 yatağın bulunduğu hastanede şu an bin civarında hasta ile birlikte sığınak arayan binlerce insan bulunuyor. 370 yatak kapasiteli Gazze Avrupa Hastanesi’nde ise bin hasta ile birlikte 70 bin civarında insanın bulunduğu belirtiliyor.
İki hastane de kapasitelerini üç kat aşmış durumda.
‘Artık yeter’
Şehirde yaşayan halk, savaşın başlamasından bu yana hava saldırılarının en yoğun anını yaşadığını söylüyor.
İsrail, birçok mahallenin tahliye edilmesini istedi.
Şehrin üzerinden atılan broşürlerde, halka yakın zaman içerisinde büyük bir askeri operasyonun başlayacağı konusunda uyarılar yapıldı.
BBC’nin konuştuğu bir kişi şunları söyledi:
“Bu sabah uyandık ve İsrail ordusunun bulunduğumuz çevrede, yani sığınak olarak kullandığımız Cenin Okulu’nda büyük bir baskın başlattığını gördük. Bombalamanın çok yoğun olduğuna şaşırdık…
“Çocuklar korktu. Kadınlar ve yaralı insanlar çok yorgundu. Hoparlörlerden güneydeki daha güvenli bir bölgeye gitmemiz gerektiği yönünde anonslar duyduk. Gitmemiz gereken güvenli bölgelere ulaşmak çok zor. Hem ulaşım zor hem de herkesin ve yaralıların başka bir yere gitmesi zor.”
BBC’nin radyo programında konuşan bir çocuk ise “Yeter artık” diye sözlerine başladı ve şöyle devam etti:
“Ölesiye korktuk. Hastanenin dibinde bir evi bombaladılar. Orada bir sürü yaralı insan var.”
Bir kadın, Kızılhaç’ın kendisini ve beraberinde olduğu insanları Gazze’nin kuzeyindeki Endonezya Hastanesi’nden birçok yaralı ile birlikte taşıdığını belirtti ve şunları söyledi:
“Buraya güvenli bir sığınak olarak geldik. Ama maalesef bu sabah [Pazartesi günü] bombardıman durmadı. Yaralılar korktu. Hepsi dehşet içinde.
“Kızılhaç’tan bu yeri korumasını istedik, çünkü bu okulda vurulsak bile buradan hareket edemeyiz. Yalnızca ambulans ve otobüslerle başka güvenli bir yere taşınabiliriz.”
Han Yunus’taki Avrupa Hastanesi’nin yakınındaki bir sığınağın sorumlusu Kızılhaç için yardım çağrısında bulundu:
“Bu sığınaktaki herkes masum ve yaralı. Ölümden kaçtılar ve başka güvenli olmayan bir bölgeye taşındılar. İçimizden birisine Avrupa Hastanesi civarında yemeğini yerken şarapnel isabet etti. Bizi buraya taşıyan Kızılhaç’a yaralılarımızı koruması için çağrıda bulunuyoruz”.
Kızılhaç garanti edilmiş güvenli bölgeler kuramıyor. Bu yalnızca İsrail ordusu ile Hamas arasında bir ateşkes veya anlaşmayla mümkün olabilir.
Habere BBC İzleme Servisi’nden Dana Doulah katkı sundu.