Dillerinden “anti emperyalizm” “tam bağımsızlık” düşmüyor: ACG alımını seyrediyorlar
7 mins read

Dillerinden “anti emperyalizm” “tam bağımsızlık” düşmüyor: ACG alımını seyrediyorlar

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, bugünkü köşesinde Londra merkezli City A.M. gazetesinde yer alan haberi aktararak Londra borsasında işlem gören madencilik grubu ACG, 223 milyon sterlin (9,5 milyar TL) karşılığında Polimetal Madencilik firmasını satın aldığını söyledi. Erkin bunun üzerine, Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır’la yaptığı bir sohbeti de köşe yazısına taşıdı.

Aytunç Erkin’in yazısı şöyle:

“Tarih 18 Temmuz 2024.

Londra borsasında işlem gören madencilik grubu ACG, 223 milyon sterlin (9,5 milyar TL) karşılığında Polimetal Madencilik firmasını satın aldı. Londra merkezli City A.M. gazetesinde yer alan habere göre, Acquisition Company Limited (ACG), bunun “küresel bakır konsolidasyon stratejisinin” ilk hamlesi olduğunu belirtti.

Peki Maden Mühendisleri bu konuda ne diyor?

Dün… Maden Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Veyis Sır’la konuyu ve madenciliği masaya yatırdık. Uzun bir sohbet oldu ve bor üzerinden konuyu anlattı.

Sözü Genel Sekreter Sır’a bırakıyorum:

“Kamu kurumlarının verilerine göre Türkiye, dünyadaki mevcut bor rezervlerinin yüzde 73’ünü barındırmakta. Bu oran, mevcut ve neticelenmiş aramalar sonucunda tespit edilmiş rezerve göre belirlenmiş bir oran. Arama planlanması yapılmış muhtemel rezervlerin de gerekli çalışmaları sonucunda neticelendirilmesi durumunda, bu oranın daha da yükseleceğini düşünülebilir. Rakamlar da Türkiye’nin bor açısından eşsiz bir rezerve sahip olduğunu göstermekte. Ülkemiz dışındaki yüzde 27’lik diğer rezerv ise; Rusya, Çin, Güney Amerika ve ABD’de bulunmakta.

“Bor ürünleri Türkiye’de; yüzde 36 cam, yüzde 31 seramik, yüzde 9 temizlik-deterjan, yüzde 7 tarım, yüzde 4 tutkal ve yüzde 14 de diğer alanlarda kullanılmakta. 2022 yılında dünyadaki bor üretiminin yüzde 59’u ETİ Maden tarafından gerçekleştirildi. 2020 yılında 1.73 milyon ton bor ürünlerine karşılık 657 milyon dolar, 2021 yılında 2.63 milyon ton bor ürünleri karşılık 1.03 milyar dolar satış geliri elde edilirken, 2022 yılında 2.67 milyon ton bor ürünleri satışı ile ülkemizin dünya bor pazarındaki payı yüzde 62’ye çıktı ve bu satış neticesinde 1.32 milyar dolar gelir elde edildi. 2021 yılında İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan bir araştırmada da ‘Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’ arasında Eti Maden genel sıralamada 36’ncı, kamu sektörü sıralamasında ise 2’nci sırada yer aldı.

“Bor madeni ülkemizdeki rezerv miktarı açısından ve hammadde, yarı mamul ve mamul olarak tıp, enerji, elektronik, metalurji, tarım, hava gibi birçok sektörde kullanılması yönüyle stratejik bir konumdadır. Bu nedenle bor ile ilgili arama, işletme, zenginleştirme ve değerlendirme süreçleri ile ilgili uzun vadeli ve kalıcı planlamalar yapılmalı.”

“Boru üretiyoruz ama kullanmıyoruz”

Maden Mühendisleri Odası yıllardır madenlerin hammadde olarak ihraç edilmesine karşı olduğunu her platformda dile getiriyor. Veyis Sır, “Kamu yararı açısından bor da dahil kaynaklarımızın uç ürün olarak değerlendirilmesini sağlayacak yatırımlar ve planlamalar yapılmalı. Bor da stratejik öneme sahip doğal bir kaynaktır” dedi ve şunları anlatı:

“Günümüzde; bor hammadde olarak çıkarılmakta, zenginleştirme tesislerindeki işlemler sonucunda, boraks pentahidrat, boraks dekahidrat, borik asit, susuz boraks, boroksit, öğütülmüş kolemanit, öğütülmüş üleksit, çinko borat ve zirai bor olarak çeşitlendirilmektedir. Ancak ihracat rakamlarını incelediğimizde, üretilen borun yüzde 90 oranında yurt dışına satıldığı görülmekte. Yani ürettiğimiz borun gelişmiş ülke sanayilerinde hammadde olarak kullanıldığını görüyoruz. Yerli sanayimizin boru uç ürün olarak işleyecek bir boyutta olmadığı da göz önünde bulundurulduğunda, kamu kurumlarının koordineli bir şekilde gerekli çalışmaları ve yatırımları acilen yapması gerekmekte.

“Bor metalurjisine ve kimyasına yapılacak yatırımlarla borun katma değeri artacak, ithal edilen birçok ürünün ülkemizde üretilebilmesi mümkün olacaktır. Böylece birçok ürünün ithalatında dışa bağımlılık azaltılacaktır. 2020 yılında Eskişehir Kırka’da, bor içerisindeki lityumların değerlendirilmesini sağlayacak 10 ton/yıl kapasiteli pilot tesis ve 2023’te Balıkesir Bandırma’da bir bor karbür tesisi faaliyete geçti. Önümüzdeki süreçte; Eskişehir Kırka’da 600 ton/yıl, Balıkesir Bandırma’da 100 ton/yıl olmak üzere 700 ton/yıl kapasiteli lityum tesislerinin kurulması Eti Maden tarafından planlanmakta.”

Pek, Çözüm ne? Maden Mühendisleri Odası yöneticisi dedi ki:

“Türkiye, borun işletilmesinde ve değerlendirilmesinde tamamıyla öz kaynaklara dayanan bir politikayı benimsemek zorunda. Doğal kaynaklarımız değerlendirilirken, kamu yararı açısından en uygun ve tüm toplumun gerek sosyal gerekse ekonomik açıdan refahını artıracak yöntemler tercih edilmeli. Bor da bu doğal kaynaklar kapsamında.”

“Stratejik madenler bor gibi kamuda olmalı”

Veyis Sır yazımın girişindeki satışı hatırlattı ve uyardı:

“Londra borsasında işlem gören çok uluslu bir firmanın, Balıkesir ili Bigadiç ilçesinde bulunan Gediktepe polimetal madenini satın aldığı ile ilgili haber basına yansıdı. Eğer gerekli önlemler alınmazsa siyasi irade tarafından Gediktepe’deki gibi birçok madenimiz ve değerli kaynağımız çok uluslu firmalara satılmaya devam edecek. Bu sürece karşı milli bir politika oluşturma zorunluluğu mevcut.

“Dünyada ciddi bir hammadde krizinin ve bu kaynakları elde etme yarışının yaşandığı mevcut süreçte bor madeni gibi ülkemizde rezervi tespit edilmiş kritik ve stratejik madenlerin de bu kapsamda kamu kontrolünde üretilmesini ve değerlendirilmesini sağlamak zorunluluk.

“Yabancı borsalarda işlem gören firmaların yoğun bir hammadde arayışına girdiği ve ülkemizdeki nadir toprak elementleri, toryum gibi madenlere özel olarak ilgilendikleri böyle bir dönemde acilen yasal düzenlemeler yapılmalı. Stratejik madenlerimiz yapılacak yasal düzenlemelerle bor gibi kamunun kontrolünde kalması sağlanmalı.”

SONUÇ: 12 Aralık 2023’te bu köşede okumuştunuz. AKP’li eski vekil ve siyasetçi Emin Şirin, “altın madenleri üzerinden” şu çağrıyı yapmıştı:

“Bu madenlerin devlet kontrolünde, daha doğrusu devlet mülkiyetinde işletilmesi çok önemli.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir